Hazarın sularında aksi görünen saflık ve heybet timsalidir Kız Kalası. Her taşında tarihin acı ve tatlı hatıralarını saklayan şaheser yapı. Dostlukla gelenlere sıcak kucağını açar muhteşem kale kapıları. Kız Kalası, Namus Kalasıdır Azerbaycan için.
Bakû’nün en iki bin yıllık yaşı olduğu söylenir. Azerbaycan’ın en kalabalık yerleşim merkezidir. Anadolu için İstanbul neyse odur Bakû. Ülkenin en büyük sanayi ve ticaret merkezidir. Üniversitelerin hemen hepsi buradadır. Basın, yayım, medya her şey Bakû’dür burada. İstanbul’a alışan Bakü’den vazgeçemez. Sur içine gidersiniz, Gülhane’de dolaşır, Topkapı sarayının sırlı havasını hissedersiniz; İçerişehir de, Şirvanşahlar sarayında. Fatih camiine uğrar, Edirnekapı şehitliğini ziyaret edersiniz Şehitler hıyabanında vatanları için can vermiş yan yana yatan Anadolu ve Ata yurdun evlatları, Şehitlik Camiinden okunan ezan ve Kuranı dinlemektedirler. Beyazıt meydanına gelmek sahafları gezip kitaplarla eğleşmek mi istedi canınız buyurun İlimler Akademisine gidelim Fatihten çıkıp Veznecilerden işportacı ve satıcıların arasından geçtiğimiz gibi varırız. İlimler Akademisi üniversiteler meydanı, öğrencilerin buluşma mekânı, satıcıların bereketli pazarı, okuyucuların kitap kokusunu duymak için sayfaları karıştırdıkları iki şehrin ortak mekânı.
Zaman-zaman eski Bakû’den kalmış dar sokaklarda sıcak esen bunaltıcı rüzgâr, tozları havalandırır, petrol kokusu ulaşır bir yerlerden, geniş yeşil parklardan birine ulaşmak istersiniz ferahlamak için bir parça. Caddeler ışıklanır, dükkânlar zenginleşir ama eski Bakû yükselen gökdelenlerin arasında mahzun ve kederli gibidir sanki.
Şahin Durmaz